Ümit Yaşar Oğuzcan - Şiir Denizi
Ozan, şiirini yazarken, belleğindeki tüm sözcüklerden anlatmak istediğine en uygun olanları bulmak, sonra da sezgisiyle, özeniyle ve ustalığıyla bu sözcükleri yan yana, alt alta getirerek şiirini kurmak zorundadır.
Bu konuda bilinmesi gereken tek kural, her söz dizisinin şiir olmadığı ama her şiirin bir söz dizisi olduğudur.
Sende İstanbul’u gördüm
Ölsem de gam yemem
Düşlerim seninle dolu
Gördüm
Gökyüzünü aydınlatan gözlerindi
Avuçların çepeçevre sarmıştı İstanbul’u
Deniz diyordum
En güzeli sendeymiş denizlerin
Çiçek diyordum
Dünya çiçeklerini
Sende kokladım birer birer
Sende seyrettim her semtini o şehrin
Anladım
Seni bir kere görmek
İstanbul’u görmekmiş meğer
Boşuna bunca vapurların, trenlerin gayreti
Meğer sen neredeysen İstanbul oradaymış
Hani desen ki
Saçımın her teli İstanbul benim
İnanacağım
Kaderde saçının bir teli olmak varmış
Meğer sen neredeysen İstanbul oradaymış
Hani desen ki
Saçımın her teli İstanbul benim
İnanacağım
Kaderde saçının bir teli olmak varmış
Ya dudaklarım desen
Ya gözlerim desen
Ne söyleyeceğimi bilemem ki
Değil dünyayı
Güneşi, ayı verseler istemem
Ben İstanbul’da seni
Ve sende İstanbul’u sevmişim
Başkasını sevemem ki
Şimdi bir gece başlar
Bir rüzgâr eser senden uzaklarda
Bu benim gecem işte benim rüzgârım
Rüzgâra güzelliğini anlatırım uzun uzun
Ve kapanırım dizlerine gecenin
Ağlarım
Yokluğun yokluğum oluyor elimde değil
Sensiz nefes aldığıma inanamıyorum
Al bu kederi, bu kahrı
Bu korkunç karanlıkları benden
Artık dayanamıyorum
Al götür beni İstanbul’una
Saçlarının, dudaklarının, gözlerinin şehrine
Güneşe, ay ışığına, o masmavi denizlere
Neyleyim
İstanbul’da seni gördüm
Ve sende İstanbul’u sevdim bir kere
Sensiz nefes aldığıma inanamıyorum
Al bu kederi, bu kahrı
Bu korkunç karanlıkları benden
Artık dayanamıyorum
Al götür beni İstanbul’una
Saçlarının, dudaklarının, gözlerinin şehrine
Güneşe, ay ışığına, o masmavi denizlere
Neyleyim
İstanbul’da seni gördüm
Ve sende İstanbul’u sevdim bir kere
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder